Bilişimdeki Yeni Kavram: Nesnelerin İnterneti
Tanım olarak Nesnelerin İnterneti (Internet of Things, kısaca IoT), fiziksel nesnelerin birbirleriyle veya daha büyük sistemlerle bağlantılı olduğu iletişim ağıdır. İlk kez 1999 yılında Kevin Ashton tarafından Procter & Gamble şirketi için hazırlanan bir sunumda kullanıldı. Bu sunumda, şirketin tedarik zincirinde RFID teknolojisi uygulamasının firmaya faydaları sıralanmakta ve kullanımı önerilmekteydi. Nesnelerin birbirleriyle işaretlenerek, internet altyapısı üzerinden birlikte çalışabilmesi amaçlanmıştır. Bir örnek verecek olursak; günlük kullandığımız TV veya akıllı bir beyaz eşyanın internete bağlanması diyebiliriz. Ayrıca akıllı trafik sistemlerinde, trafikteki kişilerin konumlarını sürekli olarak merkezi bir sisteme iletmeleri sayesinde sistem, kişilerin hareket bilgilerini analiz ederek, bölgedeki trafik yoğunluğunu, trafiğin akış hızını, belirli bir rota üzerinde tahmini varış süresini tespit edebilir ve bu sayede trafiğe yeni çıkacak kişiler trafik yoğunluğuna göre alternatif rotaları tercih edebilirler.
Uygulama alanlarını şu şekilde sıralayabiliriz;
1. Akıllı Şehir Uygulamaları
2. Akıllı Çevre Uygulamaları
3. Akıllı Ev Uygulamaları
4. Tedarik Uygulamaları
5. Akıllı Hayvancılık Uygulamaları
“Nesnelerin İnterneti” çözümlerini, üretim teknolojilerine uygulayan üreticiler, diğer üreticilere göre daha optimize, hızlı kararlar alıyor ve alınan bu kararları hem personeline hem de çalışanlarına hızlıca iletebiliyorlar. Cihazlar birbirine bağlandığında, oluşturulan veriler, her cihazın kendi verisini ürettiği yazılımlar ile birbirlerine yüksek hızlı internet desteğiyle aktarılıyor ve ortaya çıkan verilerden alınan sonuçlara bakılarak daha hızlı ve etkili kararların alınabilmesi sağlanıyor. Alınan bu kararlar, yine bu sistemler ile hem iş başındaki personele, hem işi takip eden yöneticiye, artı bütün cihazlara aktarılarak, senkronize bir çalışma ortamı sağlanıyor.
Uzmanların da son zamanlarda sıkça dile getirdiği gibi, siber güvenlik konusu internetin geçtiği her yerde olduğu gibi nesnelerin interneti için de son derece mühim bir konudur. Fikri mülkiyet ve ticari sırların hırsızlığı, verilerin belli amaçlar uğruna değiştirilmesi veya tahrip edilmesi, aksamalar ve hatalar gibi birçok problemin ana kaynağı aslında siber güvenliktir. Bu yüzden nesnelerin interneti ile geliştirilen ve öğrenilen birçok projenin ve teknolojinin içinde siber güvenliğin de olması son derece önemli bir olgudur. Ayrıca internete bağlanabilen her cihaz aslında potansiyel bir saldırı aracı olarakta kullanılabilmektedir. Şöyle ki bir akıllı ev sisteminin, kimliği belirsiz kişilerce ele geçirilmesini, küresel bir saldırıda (DDOS saldırısı için) hiç durmadan saldıran asker olarak görebilirsiniz. Yakın zamanda gerçekleştirilen toplu internet saldırısının yapılan araştırmalarca IPTV Destekli Güvenlik Kameraları ile yapıldığı görülmüş ve sisteme ciddi boyutlarda hasar vermiştir.
Buna bağlı olarak artan veri miktarları Bulut Bilişim’in gelişmesine katkı sağlayacaktır. Çünkü fiziksel, ekonomik ve pratik olan Bulut Bilişim çözümlere her yerden eşzamanlı olarak veri alışverişini sağlayacaktır.